DÄ°ZÄ° DÄ°ZÄ° “DÄ°ZÄ°LER” HER BÄ°RÄ° AYRI AYRI KANALLARA DÄ°ZÄ°LMÄ°ÅžLER…
Hayatımızın vazgeçilmezi haline gelen ekranlarda gerçek yaÅŸanmışlıkların yerine geçen dizilerin toplum olarak üzerimizde öyle büyük bir etkisi var ki eÅŸ, dost, akraba ziyaret günlerimizi belirlerken bile fazlası ile etkisini gösteriyor. Herkesin kendine göre bir ya da birkaç dizisi var ve ona göre sanki randevu defterine bakar gibi ziyarete gelecek misafirlere gün veriyor, kendisi bir yere gidecekse de gününü saatini bağımlısı olduÄŸu diziye göre ayarlıyor. Öyle ki her iki tarafın da dizi günleri çakışmayacak ve ona göre buluÅŸulup hasret giderilecek, dertleÅŸilecek, mutluluklar paylaşılacak, hal hatır sorulacak….
Her bir kanal bir diÄŸerinden aÅŸağı kalmamak adına, rekabet adına arka arkaya dizileri ulayıp bağımlıları ekrana baÄŸlıyor. BaÄŸlamasına baÄŸlıyor da milli ve manevi deÄŸerlerimiz adına neler veriliyor? Dizilerin ne kadarı kültürümüz ile örtüÅŸüyor? Topluma neler aşılanmaya çalışılıyor? Dün olmaz dediÄŸimiz davranışlar bugün oluyor ise bugün yok canım o kadar da deÄŸil kesinlikle olmaz dediÄŸimiz davranışların yarın olmayacağının garantisini kim verebilir?
Ekranın hayatımıza girdiÄŸi günlerde çekirdeklerimizi alıp izlediÄŸimiz dizilerin ilklerinden Dallas, Küçük Ev, Kara ÅžimÅŸek, Silas, Star Wars, Beyaz Gölge, Cosby Ailesi ilk aklıma gelenlerden…. Evet bu diziler yerli üretim deÄŸildi, yapımcılarından oyuncularına kadar yabancıydı ve tüm bu ve bunun gibi dizilerde olumsuz davranışlar olduÄŸunda izleyiciler olarak “yabancılar iÅŸte, elin gavuru… ne olacak ki, ne beklersin ki…” gibi ifadeler ile kendi kültürümüzün ne kadar güzel olduÄŸunu dile getirirdik. Kim derdi ki zamanla bu dizilerin yerini yerli yapımcıların yaptığı, yerli oyuncuların oynadığı diziler alacak ve elin yabancısı dediÄŸimiz kiÅŸilerin servis ettiÄŸi dizilerden çok daha fazla Türk ve Ä°slam Kültürümüz ile ters düÅŸecek….
Sizleri çok yormadan çok sıkmadan sadece birkaç örnek vererek konuyu hem sizlerin görüÅŸüne taşımak hem de bugüne kadar etkisini göremediÄŸimiz yetkili kurumları 1453’üncü kez uyarmak istiyorum.
Dizilere geçmeden önce geçmiÅŸten bugüne toplum olarak yaÅŸadığımız deÄŸiÅŸimi kısaca bir hikaye ile anlatmak istiyorum; “KurbaÄŸayı kaynar suyun için atarsak can havli ile suyun dışına çıkmaya çalışır ancak kurbaÄŸayı soÄŸuk suyun içine koyar, yavaÅŸ yavaÅŸ suyu kaynatırsak; kurbaÄŸa suyun kaynadığının ve kendisinin öldüÄŸünün farkına bile varmaz.”
Gelelim “yerli” dizilerimize hem de “yepyerli” dizilerimizin belki de yalnızca binde birine ;
I. Süleyman Osmanlı Ä°mparatorluÄŸu’nun onuncu padiÅŸahı ve 89. Ä°slam halifesidir. Batıda MuhteÅŸem Süleyman, DoÄŸuda ise adaletli yönetimine atfen Kanunî Sultan Süleyman olarak bilinmektedir. 1520’den 1566’daki ölümüne kadar, yaklaşık 46 yıl boyunca padiÅŸahlık yapan ve toplamda 13 sefere çıkan Kanuni Sultan Süleyman’ın padiÅŸahlığının yaklaşık 8.5 yılını seferlerde geçirdiÄŸi ifade edilmektedir. Osmanlının hem en uzun süre görev yapan hem de en çok sefere çıkan padiÅŸahıdır. Böyle mübarek bir insanı ve devlet büyüÄŸümüzü haremden, kadınların arasından çıkmayan birisi olarak tanıtmak kimlerin iÅŸine gelmektedir?
Binbir Gece isimli dizide çocuÄŸu hasta olan dul bir kadının tedavi masraflarını karşılayabilmesi için patronu ile bir gecelik aÅŸk yaÅŸaması gerekmektedir. Dizinin yayınlandığı dönemde vatandaşımıza medya kanalı ile böyle bir durum söz konusu olsa ne yapacaklarına dair tartışmalar bile yaptırılmıştır.
Yalnızca Türk aile yapısı ile deÄŸil dünyadaki hiçbir aile yapısı ile örtüÅŸmeyen ensest iliÅŸkilerin yaÅŸandığı AÅŸk-ı Memnu dizisinde ise yenge ve yeÄŸen arasında çarpık iliÅŸkiler yaÅŸanmakta, neredeyse pornografik diyebileceÄŸimiz görüntüler ekranlara taşınmaktadır. Seminerlerimizin birisinde bu konu geçtiÄŸinde gençlerimizden birisi “Ne var ki bunda? O zaten öz yeÄŸeni deÄŸil…” diyerek, bu çarpık iliÅŸkiyi çoktan normalleÅŸtirmiÅŸtir.
Bu dizi yayına girdikten sonra birileri tarafından “Aaaa AÅŸk-ı Memnu dizisinin kitabı da çıkmış” denmesi de ayrı bir tartışma konusu iken, bu duruma kısaca ekranların kitaplardan daha etkili olduÄŸunun göstergesidir diyebiliriz.
Miras alabilmek adına aileleri tarafından evlendirilmek istenen gençler, yalnızca para için kızını evlendirmek isteyen bir anne, alkol sonucu birliktelik ve hamile kalan bir kız… Tüm bu olaylar yerli dizi No 309’da yer alıyor. Maalesef izleyicilerimiz de kapı deliÄŸinden olan bitenleri merakla izliyor….
Çok zengin ve geniÅŸ bir edebiyat hazinesine sahip olan kültürümüzün güzide eserleri iÅŸlenmezken, neden sürekli olarak insanların bilinçaltına cinsellik, ÅŸiddet ve maddi zenginlik kazıyan konular servis edilmektedir? Belki de tartışılması gereken asıl konular bunlardır.
Devlet Anamızın bu konu ile ilgili tüm kurumları baÅŸta olmak üzere sivil toplum kuruluÅŸları, dernekler, eÄŸitim kurumları ardından bireyler olarak bizler elimizi taşın altına koymalıyız, deÄŸilse “saldım çayıra, Mevla’m gayıra” mantığı ile daha çok hayıflanırız…
Doç.Dr. YaÄŸmur Küçükbezirci