KİŞİNİN ZİNDANI HASETLİK
GezdiÄŸim, gördüÄŸüm farklı ortamlarda sohbet ederken birçok kimsenin en çok yakındığı konulardan birisi ekonomik durum ve hiçbir ÅŸeye para yetirememek. DeÄŸiÅŸen hayat ÅŸartları, sosyolojik yapı ve geliÅŸen teknoloji ile birlikte ihtiyaçlar da artıyor ve her bir deÄŸiÅŸikliÄŸe ayak uydurmak maddiyat gerektiriyor.
Yalnızca evimizin mutfağından bile örnek verirsek eskiden bir tüp, bir tencere ile aşımızı kaynatıp, üç beÅŸ tabak ile servis yapıp karnımızı doyururken ÅŸimdi elektronik ayarlı ocaklar, mikro dalga fırınlar, bulaşık makineleri, otomatik çay ve kahve makineleri, hamur yoÄŸurma makineleri, farklı iÅŸlevleri olan buzdolapları ilk aklıma gelenler, bu arada unutmadan hemen ekleyeyim; günümüzde her bir farklı yemek için farklı farklı servis tabakları, tepsileri, kaşıkları ve çatalları vesaire vesaire ve düÅŸündükçe liste kabarıyor…..
Elbette bunların birçoÄŸu olacak, teknolojinin nimetlerinden faydalanmak, çaÄŸa ayak uydurmak gerek diye düÅŸünüyorum. Otomatik çamaşır makinesi varken leÄŸende ya da bir tık üstü merdaneli makinede çamaşır yıkayacak deÄŸiliz. Otomobil ile yolculuk yapma imkânı varken at arabası ile yolculuk yapacak deÄŸiliz… Ancak bazı durumlarda israfa kaçmıyor muyuz? Cep telefonlarının geliÅŸen özelliklerinden tutun da her geçen gün çözünürlükleri deÄŸiÅŸen televizyon ekranları, bilgisayar hafızalarının kapasiteleri daha yeni aldığımız ürünün taksiti bitmeden birkaç yeni modeli ekleniyor üstüne hatta teknoloji harikası telefonumuzun, bilgisayarımızın özelliklerini, programlarını henüz çözemeden yeni uygulamalar çıkıyor. Belki de birçok programı hiçbir ÅŸekilde iÅŸimize bile yaramayacak, o ürünün kullanım ömrü dolana kadar belki de hiç kullanmayacağımız özellikleri taşıyor. Ancak olur mu? Ahmet in var benim neden olmasın? Fatma nın çocuklarında var, benim çocuklarım onların yanında mahzun mu kalsın? Onun ne haddine son model otomobil almak, benim ki bir üstü olmalı gibi sonu gelmez düÅŸünceler, çekememezlikler kısaca hasetlikler…
Hâlbuki ihtiyacımız olmadığı halde aldığımız her bir ürün için fazladan mesai harcadığımızı düÅŸünürsek ne eÅŸimize, dostumuza ayıracak vaktimiz kalıyor ne de kendimize. Sürekli olarak bir koÅŸuÅŸturmaca, mücadele derken ömür geçip gidiyor, farkında bile deÄŸiliz.
Bir ömür boyu kendimizi mahkûm ettiÄŸimiz bu dar zindanın temeli olsa gerek hasetlik.
Doç.Dr. YaÄŸmur Küçükbezirci