8 MART DÜNYA KADINLAR GÜNÜYMÜÅž

Birçok kutladığımız, andığımız ya da ağıt yaktığımız özel günlerin ilk çıkışındaki amacının ne olduÄŸunu ve anlamını bilmemekle birlikte bazı özel günler de çoktan amacından sapmıştır. 

Her yıl “8 Mart Dünya Kadınlar Günü” geldiÄŸinde kendi kendime içimden gülerim.  Acaba kaç kiÅŸi bu günün neden çıktığını ve ne amaçla her yıl gündeme getirildiÄŸini biliyor? Ä°nsanlar eÅŸine ya da sevgilisine neden bu günde çiçek alıyor?  Kadınlar günü kutlama günü müdür yoksa anma günü müdür? 

8 Mart 1857 tarihinde Amerika da dokuma iÅŸçisi kadınlar daha iyi çalışma koÅŸulları saÄŸlansın diye bir tekstil fabrikasında greve baÅŸlar, bunun üzerine polisler iÅŸçilere saldırır ve iÅŸçileri fabrikaya kilitler.  Hemen ardından fabrikada büyük bir yangın çıkar ve iÅŸçilerin fabrika önünde kurulan barikatlardan kaçamaması sonucunda onlarca kadın can verir.  1910 yılında Danimarka nın Kopenhag kentinde 8 Martın Dünya Kadınlar Günü olarak anılmasını önerilir ve bu öneri oybirliÄŸi ile kabul edilir.

Yani “8 Mart Dünya Kadınlar Günü”, yangında feci bir ÅŸekilde can veren kadınları anma ve verdikleri mücadeleyi destekleme günüdür.  19. yüzyılda düÅŸük ücret ve insanlık dışı, zorlu çalışma ÅŸartları karşısında haklarını arayan ve çok acı bir ÅŸekilde can veren kadınları ben de saygıyla anıyorum.

Ancak milenyum çağı olarak da adlandırılan, 21. yüzyıla geldiÄŸimizde kadının yeri ve önemi 19. yüzyıla göre ne kadar deÄŸiÅŸmiÅŸtir?  Kadın birey midir yoksa meta mıdır?  Kadınların toplum içerisinde yeri iyi yönde ne kadar ilerlemiÅŸtir?  Toplum içerisinde kadınların kendilerini temsil hakları ne kadar etkilidir?  Kadın haklarını savunduÄŸunu iddia eden kurum ve kuruluÅŸlar ne kadar etkindir? 

Özellikle çalıştığım konu olması sebebi ile medya, sosyal medya ve ekranlarda kadının yeri ve öneminin bırakın iyi yönde gitmesini gün geçtikçe de çok daha kötüye doÄŸru gittiÄŸi aÅŸikârdır. 

Örnek mi? Maalesef o kadar çok örnek var ki. 

“Çizgi filmlerden” baÅŸlarsak; kadın karakterler cinsellikleri ile ön plana taşınarak çocuklarımızın zihinlerine daha ilk geliÅŸim günlerinden itibaren kadınların kiÅŸiliÄŸi deÄŸil diÅŸiliÄŸi yerleÅŸtirilmeye çalışılmaktadır.

“Dizilerde” dayak yiyen, tecavüze uÄŸrayan, aÅŸağılanan ve yine diÅŸiliÄŸi ile ön plana taşınan kadın karakterlerin neredeyse her hafta onlarca kez ekranlara getirilmesi günlük hayatımızda topluma yansıyan gerçek olayları bile zihinlerimizin normal karşılar hale gelmesine sebep olmaktadır. 

Bir reklam arası verelim diye düÅŸünürken sahi “reklamlar” da ne oluyor?  Bir ürünün tanıtımı ya da satışı için çekilen ve yayınlanan reklamlarda ürün mü ön planda yoksa reklamda oynayan kadın mı?  “Hocam sende çok hoÅŸsun, fuarlara ne demeli?” dediÄŸinizi duyar gibiyim.  Evet, haklısınız, haydi diyelim ki otomobil fuarlarını geçtik tarım fuarlarında bile traktör, biçerdöver, pulluk, tarım aletleri, ot ilaçları gibi ürünlerin tanıtımını yapan hostesler tanıtımını yaptığı ürünü ne kadar bilmektedir, konuya ne kadar hâkimdir? Fuarda hosteslik yapmanın ölçütleri nelerdir?

Ä°lkokul çocuklarımız için hazırlandığı iddia edilen ve denetimsiz bir ÅŸekilde piyasaya sürülen “çocuk dergileri ya da kitaplarında” bile tacize uÄŸrayan kadınlar, ÅŸiddeti normalleÅŸtirme sürecinde maalesef yerini alıyor.

Kadının diÅŸiliÄŸi “bilgisayar oyunlarına” bile sirayet etmiÅŸken lütfen 8 Mart Dünya Kadınlar Gününden bahsetmeyelim.  364 gün boyunca her türlü olumsuzluÄŸa maruz kalan kadınlarımızı yalnızca bir gün günah çıkartır gibi hatırlamak, anmak, önemsemek benim içime sinmiyor.

365 gün DÜNYA KADINLAR GÜNÜNÜZÜN kutlu olması dileÄŸi ile….

Doç.Dr. YaÄŸmur Küçükbezirci