RAMAZAN AYINDA YENMEZ Ä°ÇÄ°LMEZ, PEKÄ° YA DÄ°ÄžER AYLARDA?
Üç aylar geldi gelecek derken, Ramazan ayının yarısı geçti bile. Her sene özellikle de ekranlarda ritüelleÅŸmiÅŸ Ramazan ayına özel sorular vardır. “Sakız çiÄŸnesem orucum bozulur mu? Denize girmek orucuma zarar verir mi? Abdest alırken çok az su yuttum, ne olacak ÅŸimdi?” gibi orucun özünden uzaklaÅŸtıran sonu gelmez sorular... Ekranlardan binlerce dolar alan bazı hocalar ise dolar kurunun yükselmesinin vermiÅŸ olduÄŸu sabır ve heyecan ile nazik nazik, hiç sinirlenmeden, uzun uzadıya bu “güzel, mühim, ince” sorulara cevap verirler.
DiÄŸer taraftan ziyaretçi akınına uÄŸrayan türbelerin hiç tozu kalmaz, çul çaput baÄŸlamaya giden ziyaretçilerin kalabalık bir ÅŸekilde içeride hınca hınç birbirleri ile yarışırcasına duvarları, sandukayı ellemeleri ile her taraf pırıl pırıl olur. Onbir ay boyunca farklı telden çalan ekranlarda bu görüntüleri bir ay boyunca heyecanlı bir sunucu eÅŸliÄŸinde yansıtırlar. Yakın bir zamanda türbelerde mum yakıp dua ederlerse inanın hiç ÅŸaşırmam. PerÅŸembe nin geliÅŸi ÇarÅŸamba dan belli olur derler ya benim ki o hesap “hissi kablel vuku”
Benim de aklıma takılan bu mübarek ayın getirdiÄŸi farklı düÅŸünceler. Bizler çocukluÄŸumuzdan beri sokakta yemek yemeyiz, içecek içmeyiz olurda birisinin canı çeker alacak maddi gücü yoktur, kul hakkına girmeyelim, hele bir de anne babasının canı çeken çocuÄŸuna istediÄŸi ÅŸeyi alacak gücü yok ise o çok daha kötü diye. GeçmiÅŸ yıllarda, oniki ay boyunca lokantaların camlarında tül perde olduÄŸunu, içeride kimin ne yeyip içtiÄŸinin görülmediÄŸini hatta tül perde azıcık açılsa içerideki müÅŸterilerin huzursuz olduÄŸunu hatırlıyorum. Gerçekten ne kadar ince bir düÅŸünce, ne hoÅŸ bir kültür. Åžimdiler de ise birçok ÅŸeyde olduÄŸu üzere her ÅŸey ulu orta. Gerek okulda gerek eÅŸ dost ortamlarında sohbet ederken Ramazan ayı olması sebebi ile bazı insanların bu mübarek ayda oruç tutanlara karşı saygı göstermeden yeyip içtiÄŸi, saygının kalmadığı sözleri bolca geçiyor. Elbette tüm bu sözlere ve düÅŸüncelere saygımız sonsuz, tüm samimi duygular başımız üstüne ancak yıllardan beri duyduÄŸum bu sözlere karşı bende ÅŸöyle bir düÅŸünce oluÅŸuyor; “11 ay boyunca sokakta, vitrin mankeni gibi perdesi olmayan lokantalarda, AVM lerde uluorta yenip içilirken, maddi durumu yerinde olmayan kimselerin o kebapları, tiritleri, etliekmekleri hatta o sıcak çorbayı canının çekmesini ne yapacağız? AkÅŸam yemek garantisi bile yok! Bu durumu ne yapacağız? Hani nerde saygı, sevgi, paylaÅŸma duygusu? Yalnızca bir aya tüm bu güzellikleri sıkıştırmak ne kadar doÄŸru?”
Ä°ÅŸte tüm bu soruları Mübarek Ramazan ayı bitmeden ekranlarda çıkan bazı hocalara sormak istiyorum.
Allah ım sonumuzu hayra getirsin. Hayırlı Ramazanlar…..
Doç.Dr. YaÄŸmur Küçükbezirci