“NE OLACAK BU MEMLEKETÄ°N HALÄ°” DÄ°YENLER…
46 yaşındayım ve aklım erdi ereli özellikle ramazan aylarında domates, yumurta, marul gibi birçok gıda ürününün fiyatı tavan yapar, nasıl olsa vatandaÅŸ alacak hesabı ile olmazsa olmaz gibi bir algı oluÅŸturularak birileri fırsatçılık yapar… Ancak ne hikmet ise bu fırsatçılığın sorumlusu bulunmaz çünkü nihai tüketiciye yani vatandaÅŸa gelene kadar geçen süreçte her bir aracı birbirini suçlar hatta en son günah keçisi olarak gariban üretici seçilir…
Ä°ster yaya ister araç kullanıcısı trafiÄŸe çıktığımız anda kendimizi büyük bir kaosun içinde buluruz. Her tarafa bir düzensizlik hakimdir; kaldırımın üzerinden giden bisikletler, yolun ortasından yürüyen yayalar, kaldırımı tamamen iÅŸgal edip park etmiÅŸ araçlar, en çok sevdiÄŸim renk kırmızı deyip kırmızı ışıkta geçenler, ters yoldan gidip “ne olacak canım on metre ters gittiysek” diyenler, yazmakla bitmeyecek kadar çok olumsuzluklar…. Trafikte de günah keçisi olarak gece gündüz demeden, sıcak soÄŸuk demeden hatta mutlu ya da acılı günlerinde bile görevinden dolayı en sevdiklerinin yanında bulunamayan polislerimiz seçilir….
Özellikle devlet kurumlarında personel alımları yapılacağında iÅŸe girmek isteyenlerde hemen yüksek mevkilerde bir tanıdık, eÅŸ dost bulma çabası, telaşı baÅŸlar… “Hayırdır, ne bu telaÅŸ? Torpil mi arıyorsun?” diye sorduÄŸunuz zaman ise “Yok canım, ne torpili? Maksat hakkımız yenmesin” ya da “Ne yapalım sistem böyle iÅŸliyor” gibi bir savunma ile karşılaşırız. Günah keçisi olarak ise bizim kendi kendimize oluÅŸturduÄŸumuz sistem seçilir…
Günlük olarak gördüÄŸümüz, yaÅŸadığımız belki de binde birini bile dile getiremediÄŸim bu olumsuzluklar karşısında “nasıl olsa sistem bozuk bir tek benimle mi düzelecek?” “herkes öyle yapıyor, ben yapsam ne olacak ki?” diyerek bir “günah keçisi” bulma çabası olanlar kusura bakın ya da bakmayın ama sizin “ne olacak bu memleketin hali?” demeye hakkınız yok…
Evet, unutma ki her ÅŸey seninle düzelecek, önce çevreni sonra dünyayı deÄŸiÅŸtirmek istiyorsan önce kendini deÄŸiÅŸtir, hayatımızda tüm bu deÄŸiÅŸiklikleri yapacak kiÅŸi aynaya baktığın zaman gördüÄŸün kiÅŸidir….
Günah keçisi: Bu deyimin kökeni Yahudilere dayanır. Eski Ahitteki Kefaret Günü ayinlerinde iki keçi seçilir. Keçinin biri kurban olarak kesilirken, diÄŸer keçiye Yahudi kavminin tüm günahları yüklenirdi. Keçi, Azazel adlı kötü ruhu yatıştırmak ve Yahudi kavmini günahlarından arındırmak üzere Kudüs dışında bir uçurumdan aÅŸağıya atılır ya da bazı kaynaklara göre keçi başıboÅŸ bir ÅŸekilde çöle bırakılır.