TANRIYI OYNAYANLARIN NÜFUS PLANLAMASI
1960 yılların başında 3 milyar civarında olan ve günümüzde yaklaşık olarak 7 milyara yaklaÅŸan dünya nüfusunun 2050 yılında dokuz milyara ulaÅŸacağı tahmin edilmektedir. Politik ve maddi olarak gücü elinde bulunduran büyük sermaye grupları ise dünyadaki tüm dengeleri ve yaÅŸam tarzlarını belirlemekle kalmayıp kendilerini en büyük güç yani tanrı olarak görmekte dünya nüfusunu bile kendileri ayarlamaya çalışmaktadırlar. Bu yüzden de 2030 yılına kadar iki milyar nüfusun yok edilmesi ve sıfır büyüme oranının yakalanması gerekmektedir.
Peki, bu planlarının baÅŸarıya ulaÅŸması için neler yapmaktadırlar?
Açlık, kürtaj, salgın hastalıklar, kanser, terör, savaÅŸlar ve homoseksüelliÄŸin yaygınlaÅŸtırılması...
Burada dikkat etmemiz gereken bir diÄŸer husus dünya nüfusu taraftan savaÅŸ ve hastalıklarla ile nüfus yok edilirken diÄŸer taraftan gerek savaÅŸlarda, gerekse hastalıklarda silah, medikal, inÅŸaat vb. maddi getirisi olan sektörleri belli güçlerin yönetmeleridir.
Dünya nüfusunun azaltılması ile ilgili projenin halk nezdinde normal karşılanabilmesi için yapılan filmlerden birisine örnek olarak Inferno yani Cehennem filmini örnek olarak gösterebiliriz, 2016 yılında ABD tarafından yapılan filmin konusu dünya nüfusunun azaltılması için çok zengin bir iÅŸ adamının dünyaya büyük bir veba salgını yaymak istemesidir. Bakterinin bırakılacağı yerin Ä°stanbul Yerebatan Sarnıcı olması ve dünya nüfusunun azaltılması ile ilgili olarak filmde verilen seminer esnasında Kabe’nin etrafında tavaf eden insanların gösterilmesi de hedefte Türk ve Ä°slam coÄŸrafyası olduÄŸunu alenen göstermektedir.
Konumuz ile baÄŸlantılı olarak Hostel Filminde (2005) ise seyahat etmek için Avrupa turuna çıkan iki gencin dünyanın dört bir yanında bulunan zenginlere internet üzerinden fotoÄŸrafları servis edilerek satılmasının hikayesi vardır. Kurbanlar iÅŸkence edilerek öldürülmektedir. “Hostel”, insan ticaretinin, uluslararası suç ÅŸebekelerinin ve seks turizminin izleyenlere imkânsız gibi görünen ama gerçek hikâyelerinden yola çıkıyor.
Hadi diyelim ki tüm bunlar hayal ürünü filmler…
Peki ya gerçek hayatın skandalları?
Amerika’nın önde gelen zenginleri ve siyasetçileri için yapılan sapkın partilerde çocukların kurban edilmesi ve cinsel istismarda bulunmasının ortaya çıktığı skandallarda çocuk istismarcılığından da öte çocuklara iÅŸkence ederek tecavüz etmek, insan kesip onun can çekiÅŸmesini izlemek gibi aklın almayacağı durumları da içeriyor. 1996 yılında Belçika’nın bir kasabasında kaybolan kız çocuklarıyla ilgili olarak baÅŸlayan olaylar zincirinde Amerika’nın önemli sermaye sahiplerinin adı geçiyor. Söz konusu iddialar istihbarat birimlerinden medyaya kadar uzanan bir sansürle karşılaşıyor.
Skandalllar GERÇEK, Hostel Filmi HAYAL ÜRÜNÜ.... Bu kadar benzerlik tesadüf olabilir mi?
Tüm bunlara intihara sürükleyen bilgisayar oyunlarını da eklersek yanlış olmaz sanırım…
Ne diyelim Allah sonumuzu hayra getirsin…
Herkesin bir hesabı var Allah’ın da bir hesabı var.
Doç.Dr. YaÄŸmur Küçükbezirci